Friday, February 18, 2011

Kediler, Gonulluleri ve Yeni Sahipleri

Hayvanlar.

Ben hayvanlari cok severim. Evcil, yabani, kucuk, buyuk, sevimli, sevimsiz... Her turlu hayvana karsi bariz bir bagimliligim var. Inanin buna yilan, sumuklubocek, orumcek falan gibi cok da populer olmayan hayvanlar da dahil. Yani tabiki evime orumcek alip, "Ay canim ne tatli seeeyyy" diyecek, orumcekle bag kurmaya calisacak halim yok ama onlari incelemeyi seviyorum gercekten. Ama hemen belirteyim vejeteryan degilim. Besin zinciri gercegine inaniyorum ve insanlarin hayvan eti yemesinde, hayvan urunleri kullanmasinda bir sakinca gormuyorum. Tabi sadece kurku icin avlanan ve artik soyu tukenmeye yakin hayvanlar ayri. Kurk icin ender hayvanlarin katliaminin kabul edilebilir ya da dogal bir tarafi yok. Bu ise elbette karsiyim. Birazcik beyni olan herkes de karsi olacaktir. Ben inek sutu icmek, dana, tavuk, balik, hindi eti yemek, yumurta yemek gibi son derece normal ve saglikli durumlardan bahsediyorum. Yanlis anlasilmasin.

Her neyse, ben tum hayvanlari incelemeyi cok seviyorum demistim ama duygusal bag kurmak icin tabi evcil hayvanlara yoneliyorum daha cok.

Eskiden farkli farkli kopeklerim vardi. Sonra uzun bir sure kedim oldu. Adi Karamel. Hala da duruyor kralicemiz, kendisine tapinilmaya devam ediliyor! Ama Ankara'da ve yakin zamanda New York'a tasinmak gibi bir plani da yok. Dolayisiyla ben ve en az benim kadar hayvanlari seven sevgilim daha fazla dayanamadik ve minik bir kedi almaya karar verdik.

Yeni bir bebek. Yeni bir bag. Yani en az 15-16 yil surmesini umdugumuz yeni bir duygusal yatirim.

Cok uzun dusunduk. Bencil olmamaya calistik. Sadece canimiz evde kosusturacak bir sevgi yumagi istiyor diye hicbir hayvana haksizlik etmeyelim dedik. Kosullarimiz uygun mu degil mi diye epey ince eledik sık dokuduk, inanin. Ve sonunda gozumuzu kararttik, gittik bir kedi aldik.

Tum islem kulaga tereyagindan kil ceker gibi gelmis olabilir. Malesef degildi. Son derece dolambacli bir surecten gectik. Gelin anlatayim.

New York'ta (ya da Amerika'nin genelinde) sokak kedisi ya da kopegi yok. 101 Dalmacyali ya da Lady & The Tramp gibi filmlerden hatirlarsiniz belki sokak kopekleri toplanir ve uyutulmak uzere barinaklara goturulurdu. Bu ne kadar gercek bilemiyorum, sokakta toplandigini gordugum hayvan hic olmadi ama uyutulma barinaklari oldugunu biliyorum.

Bu arada sokaktaki 0 hayvan nufusuna karsin neredeyse tum New Yorklu'larin evinde bir evcil hayvan mevcut. Ama eger bizim gibi sifirdan baslayan yeni bir "anne-baba" adayiysaniz, sizi bekleyen surec sancili biraz. Gidebileceginiz 4 yer var:

1. Surekli hayvan edinme gunleri duzenleyen, hayatini bu ise adamis ve New York nufusu tarafindan artik taninmis hayvan gonulluleri
2. Normal hayvan barinaklari (animal shelters)
3. Uyutulma barinaklari (kill shelters)
4. Petshoplar

Biz işe gonullulerle basladik. Sayisiz hayvan edinme gunune katildik, bu işte cok iyi 2 kisiyle tanistik.

-Union Square'deki "Crazy Cat Lady"

-Upper West'te 2000'den beri duzenli hayvan edindirme gunleri organize eden "The Cat Man"


2 insan ve belki binlerce kedi. Gercekten yaptiklari cok takdir edilesi bir is. Gezmeden, dinlenmeden, hava iyiymis kotuymus dusunmeden haftasonlarini bu ise ayiriyorlar. Hatta Union Square'deki "Crazy Cat Lady" haftaicleri de orada oluyor bazen.

Onunla ilk tanismamizi hatirliyorum da epey olayli olmustu.

Hava cok guzeldi, ben yine bir is gorusmesinden cikmis, "Umut fakirin ekmegi, ne yapalim ses cikmasini bekleyecegiz iste" diyerek yuruyordum ki,

"Fuck you! You're fucking crazy!?" diye bagirislar duydum. Merakli Turk ben derhal gidip olay yerine mudahale etmek icin biraz yurudum ki ne goreyim kafesler icinde buyuk kucuk bir suru kedi. Kimisi uyuyor, kimisi gozlerini kocaman acmis oyun oynayacak birilerini bekliyor. Arkalarinda da uzun, erkeksi bir kadin. Adamin birine "Bas git senin gibi insanlarla ugrasamam, isimiz basimizdan askin zaten" diye bagiriyor.

Ben derhal kedilere kitlendim tabi. Kafeslere yaklastim, "Canimmmmmm, gel" deyip elimi uzatacak oldum ki kadin bana dondu ve cokkkkkk agir bir Afrika aksaniyla

"Please don't touch!! These are babies. We are very dirty. They get sick if you touch them, then she comes and touches them, then he comes then everybody comes and we all touch them. What happens?! They get sick!! Please don't touch them!!!" 

Kadinin aksani, kiyafetleri, goruntusu, hali tavri, her seyi mukemmel bir uyum icinde. Yapiskan kalabaligi yavrulardan gerektigi kadar uzak tutmaya yetecek bir urkutuculugu var ama ayni zamanda da cok anac. Tam doga ana kivaminda bir kadin ama buyuk sehir yasaminin uclarinda olan New York gibi bir yerde yasayanlarin tepkisine sebep oluyor tabi. 

Onlara gore "Crazy Cat Lady" bana goreyse "Mother Nature" bu kadini daha yakindan tanimaya kararli bir sekilde sohbet etmeye basladim. Kedi istedigimi ifade ettim. Beni sorguya cekmeye basladi. Nerede oturuyorum, ne yapiyorum, kiminle yasiyorum, kedileri ne kadar taniyorum. Soruyor da soruyor. Sonunda benim onun  kedilerine guzel bir yuva verebilecegime ikna oldu. Yalniz yanlis okumadiniz kedilerine dedim. Kadin sadece 2 ve fazlasi sayida kedi veriyor. Tek kedi vermek soz konusu olamazmis. Kediler biz evde yokken ne yapacakmis, kafayi yermis. Belki buyuk, kisiligi oturmus bir kedi verebilirmis ama yavru kediyi tek vermesi soz konusu olamazmis.

Ben neden tek vermedigine dair suphelerle dolu bir sekilde 2 yavru kedi alamayacagimi aciklayip, daha sonra yeniden temasa gecmek uzere bir kartini istedim.

Uzuldu "Arkadasim size bilgilerimizi versin. Buyurun soyle sag tarafa gecin. Iyi gunler." dedi hafif bozulmus bir sekilde. Ama yapacak bir sey yok. 2 kedi alamam.

Neyse, gectim sag tarafa bir baktim arkadasim dedigi yasli, bembeyaz, upuzun sacli bir Hippi. :) Gokkusagi gibi giyinmis seker mi seker bir teyze. Artik cok fazla ot icmekten mi  yoksa gercekten yasliliktan mi nedendir bilinmez cok yavas hareket ediyor. Tam bana bir bilgi formu vermeye calisirken elindeki tomarla kagidi yere dusurdu, kagitlar her bir tarafa dagildi. Bunu goren ekibin 3. elemani derhal yardima kostu. 

O da bir kovboy. Sapkasi, cizmeleri, deri ceketi her seyi tam takim! 

Doga ana, yasli hippi ve tarz kovboy. 3u bir arada haftasonlarini ve gunesli diger tum gunlerini Union Square'de evsiz kedilere ev bulmaya adamislar.

Doga anayla birkac kere daha gorustum. Her defasinda kendimi yeniden tanittim, yeniden testten gectim ve yeniden kabul edilip 2 kedi almaya yoneltildim.

Malesef bu iliski cok uzun yurumedi ve elindeki bebekler her zaman cok guzel olmasina ragmen ben Doga anadan vazgectim.

Bu sefer de genelde bizim evin orada hayvan edinme gunleri duzenleyen, New York hayvanlari koruma camiasinda kendine cok guclu bir yer edinmis bir baska insanla tanistim. The Cat Man Calderon. Cok tatli bir adam. Samimi ve isinde uzman gercekten. Ustune ustluk kendisine yardimci olan arkadasi da New York'ta yasayan bir Turk opera sanatcisi. Beni ve sevgilimi kedilerle ilgili yorum yaparken duyunca dayanamadi Turkce kendini tanitti.

Tum seslerin, tum goruntulerin, kaldirimlarin, arabalarin, binalarin, etraftaki ugultunun bile farkli oldugu bir diyarda aniden kendinizle ayni sesi duymanin dayanilmaz cazibesi ile  sicacik bir sohbete basladik.

Adam gercekten isinde cok iyiymis.

Uptown Cats 
(http://www.petfinder.com/shelters/NY704.html) 
diye bir organizasyonun kurucusu, eski bir kareograf. Epey unlu. Bizi de cok sevdi. Tam aradigi ozelliklerde ideal bir ciftiz ve kedilerine de iyi bir ev sunacagimiz kesin.

Bir dakika, bir dakika!

Yine mi!? Evet, yine. 

Yine kediler dedi. Bu adam da bize 2 kedi vermek istiyor ve opera sanatcisi yeni arkadasimizin bizi ovmesine ragmen nuh diyor peygamber demiyor.

Ya 2 kedi ya hic.

Uzulerek elveda ediyoruz Uptown Cats'e de Calderon'a da.

2 kedi alamayiz! Hem nedir bu 2 kedi takintisi canim! Yeter! Artik farkindayiz ki bu is boyle olmayacak. Baska kanallara bakmaliyiz.

Boylece yeniden daha israrci bir arayisa soyunuyoruz ve ASPCA ile tanisiyoruz.

The American Society for the 
Prevention  of Cruelty to Animals 
(http://www.aspca.org/)

Meger cok unlulermis. Hayvan barinaklari arasinda New York'taki en iyi barinak belki de. Biz bilmiyorduk. Gittik yerinde inceledik. Cok temiz. Hayvan barinagi degil de kedi ve kopekler icin bir tatil koyu adeta. 

Zor durumlarda kalmis, uzgun bakan, pis, zavalli hayvanlar falan gelmesin sakin akliniza. Buradaki tum hayvanlar mutlu. Sizinle eve gitmek isteyip istemeyeceklerine karar vermeleri gerek resmen once. Cogunun genis genis yasam alanlari var. Kafeslerde falan degiller. Bu habitatlarda gelisimlerini destekleyici atlama ziplama platformlari, tirmalama cubuklari, yumusacik pembe pembe sekerleme yastiklari vs vs var. Yedikleri onlerinde yemedikleri arkalarinda. Ayrica bu habitatlara girmek cikmak da yasak. Yani son derece steril bir ortamdalar.

Sok oluyoruz.

Bu sirada iceri giridigimizden beri bizimle 3 farkli kisi konustu. 2 ayri form doldurduk ve yine gelmisimizden gecmisimizden bahsetmemiz istendi. Ev adresimiz kontrol edildi. Faturalarimiza bakildi. Odemelerimizi ne kadar duzenli yaptigimiz kanitlandi. Kanun kacagi olmadigimizi ispat ettikten sonra, kedi ana-babasi olup olamayacagimizi tespit edecek gorevliyi beklemek uzere oturmamiz rica edildi.

Oturduk, bekliyoruz. Kediler super luks icinde oynayip duruyor. Camin ardindan kendilerini begendirme dertleri yok. Oyle bakiyorlar bize.

Sonunda bir kadin geldi yanimiza. Guler yuzlu ama ciddi. Basliyor bize sorular sormaya. Kedileri ne kadar taniyoruz, ne kadar seviyoruz. Elinde kalin bir dosya var. Her sayfada bir kedi. Kedileri kisilik ozelliklerine gore siniflandirmislar.Bana soruyor, "Evinize cok misafir geliyor mu yoksa kutuphane gibi bir ev mi?"

Ben, "Daha cok kutuphane gibi. Cok misafirimiz yok."

Gorevli, "Hareketli bir kedi istediginizi belirtmissiniz bilgi formunda. Neden?"

Ben,"owijdwncoef?!?? Neden mi!? Eski kedim de oleydi. Oyuncu hayvanlari daha cok seviyorum sanirim."

Gorevli "Peki. Ayni zamanda da cok konuskan olmasini istediginizi belirtmissiniz?.."

Ben, "-ic sesim: HEY ALLAHIM!- Evet...Yani iletisim kurabilecegim bir kedi ariyorum. Iste oyun oynayalim, konusalim edelim. Boyle..."

Gorevli,  "Anliyorum. Yavru istiyorsunuz sanirim."

Ben, "EVET! Cok onemli. Yavru kedi istiyoruz biz!! Elinizde var mi hic??"

Gorevli, "Malesef hic yavrumuz yok ama ben size en az yavrular kadar tatli baska kediler gosterecegim. Once karakter eslesmesi yapmamiz gerekiyor."

Ben, "Efendim? O nedir acaba??"

Gorevli, "Yani kediler mavi yesil mor kirmizidir biliyorsunuz."

Ben, "Yok bilmiyorum. Oyle midir? O nedir ki zaten?"

Kadin bunu nasil bilmedigime anlam veremeyerek, "Yani iste buraya gelen her kediye kisilik testi yapilir. Cesitli oyunlar oynanir, kediler cesitli durumlarda test edilir ve ona gore  her kediye karakterlerini anlatan bir renk verilir. Mor kediler oyuncudur. Kalabalik ortamlarda disari cikip insanlarla sosyallesir. Kirmizi kediler daha cekingendir. Kalabaliklarda ortaya cikacaktir ama surekli insan icinde kalmayi sevmez. Yesil kediler utangactir. Kalabaliklardan ödü kopar. Yatagin altindan cikmaz vs. Size bazi sorular soracagim ve ne renk kedi almak istediginiz anlayacagiz."

Ben, "(*#&4UDU34*$*#HUF454NEO) Peki..."

Sorular soruldu, konustuuuuk konustuuuuuuuk ve sonunda bana daha cok mor kediler gostermeye karar verdi. Birkac kedi sevdik. Her yeni kediyi sevmeden once ellerimizi dezenfekte ettik. Bir habitata girdik, bir kediyle selamlastik. Oradan ciktik ellerimizi Purellere buladik, hop yeni bir kediye merhaba dedik. Kadin bizi gozlemliyor bu arada. Nasil yaklasiyoruz. Gercekten iletisimde ne kadar iyiyiz hep not aliyoruz, farkindayim.

Boyle boyle 6-7 kedi sevdikten sonra, bir de baktim Pandora'nin kutusu acildi. Aniden kadin bize daha once ellerinde olmadigini soyledigi yavrulari gostermeye karar verdi. Megersem yavru varmis ama her isteyene gosterilmiyormus.

Yavrularin oldugu gizli kata ciktik. Hepsi birbirinden seker, birbirinden oyuncu. Kadin da bize istedigimizi vermeye hazir. Hemen o anda alip gidebilecegiz ama ben aceleye getirmek istemiyorum. Kaldi ki kedi isi bag kurma isidir. Sen kediyi secmezsin, kedi seni secer derler hatta.

Ben o anda oradaki hicbir yavruyla bag kuramiyorum.  Orada gonullu olarak bu isi yapan ve bize son 1 saatini ayirmis olan bu kadinin simseklerini ustume cekecegimin farkinda olmama ragmen hicbir kediyle istedigim bagi kuramadigimi ama duzenli olarak geri gelmek istedigimi belirtiyorum. Kesinlikle yavru almak istiyorum bu yuzden de onumuzdeki bir iki hafta boyunca bu isi kendime meslek edinecegim ve sik sik gelecegim. Kadini butun bu emeklerinin bosa gitmeyecegine sonunda ASPCA'den bir kedi alacagima dair ikna ettikten sonra oradan ayriliyoruz. 

Icim biraz buruk. Aklima Hurriyet'in ilk 4 sayfasi geliyor. Insaattan dusup ölen insanlar, insaattan dusup insanlari ölduren malzemeler, pide gibi ince ince kiymalar, dogramalar, trafik kazalari, geliyor da geliyor aklima sayisiz haber. Hepsi INSANlarla ilgili. Sonra yeniden ASPCA geliyor aklima. Oradakilerin hepsi hayvan ama ayirmislar iste renk renk hangi hayvan kimin evine giderse en mutlu sekilde yasar diye. Zaman, emek ve para ayirip testler yapmislar. Kediler icin ya. 

Kediler icin...

Neyse.

Ben kararliyim. Bu merkez gercekten kedi almak icin New York'taki belki de en ideal yer. Kedilerin tum tibbi ihtiyaclari  profesyoneller tarafindan karsilaniyor. Tertemiz bir ortamda yasiyorlar. Bebekler buyukler hep bir arada mutlu mesut yuvarlanip gidiyorlar. Hatta ve hatta mor kedi almam gerektigini bile biliyorum artik! Daha baska yere bakmam.

Ertesi gun bana surpriz yapmak isteyen sevgilim yeniden oraya gidiyor ve mormus yesilmis hic bakmadan guzel mi guzel bir kiz bebek begeniyor. Kiz bebek de onu tabi. Birbirlerine asik oluyorlar ve sevgilim kizimizi almak icin sirada bekleyen onlarca insanin baskici bakislari altinda hizlica karar verip onu evimize getiriyor. Boylece bizim de kedi arayisimiz ASPCA'in kedilerle ilgili okuyup ogrenmemiz icin verdigi tonlarca dokuman ve dunyalar tatlisi bir yavru kedi ile sona eriyor.

Sirada tabiki kedi alisverisi var. O konuyu cok uzatmadan halledebiliyoruz neyseki. Bildigimiz en buyuk petshopa giriyoruz ve $100'lik bir kedi alisverisi yapiyoruz. 

Lutfen gunun birinde cocuk yapmaya karar verirsem bana kedi icin harcadigimiz bu $100'i hatirlatin!!! :)

Sevgilimi biraksam $200 de harcar $300 de...Kendinden geciyor. Ama gecmemek mumkun mu siz soyleyin:

Gourmet, organik ve sonsuz cesit kedi kopek odulleri

New York'un unlu Pretzel'larinin bile hayvanlar icin olanlarini yapmislar. En kenardakiler de gourmet Fransiz Ekmekleri.

Pardon yani. 

 Ayrica kedinizin kopeginizin cani soguk bir odul cekmeyecek diye bir sey yok. Buyurun donmuş ödül mamalari.

 Kopekleriniz icin salamlar

 Ben kendime bu boyutta bir salam asla almadim ama demek kopeklerine alanlar var.

Biz bu fazla luks urunlerin hicbirine dokunmadik tabi. Normal mamaymis, yatakmis onlari aldik. Ama bizim kizimiz degerli degil mi!? Tabiki cok degerli. O da oyuncaklari olmasini hak ediyor diye dusunduk ve internette ve gercek magazalarda satis rekorlari kirmis bir kedi oyuncagi aldik.

Sizinle de paylasmak isterim. Ismi Cat Dancer.
Kucuk buyuk butun kediler hastasiymis. 1000 kisi yalan soyluyor olamaz, alalim deneyelim dedik. Kizimiz ilk gordugu andan beri oyuncaginin bagimlisi oldu. Kediniz varsa kesinlikle deneyin derim. Inanin simdiye kadar onun icin aldiginiz en mukemmel urun olacaktir.


Iste bizim de kedi alma hikayemiz boyle. Simdi dusunuyorum ben Karamel'i nasil almistim diye, birgun bir telefon gelmisti:

"Arkadasin kedisi dogurmus, bebekler var, ev ariyoruz."
Annem "Duygu ister misin?"
Ben "Evet."
Annem "Tamam gidelim bakalim."
Biz "Aaaaa bu cok guzelmis, hem benim kucagima da cikti."
Kedi sahibi "Tamam bunu alin o zaman."

Bitti. 1 saat sonra Karamel yeni evindeydi ve cok mutluydu, hala da oyle.

Iki kedi, iki ulke.

Sistemler farkli ama kedi sahibi olmanin verdigi duygu kesinlikle ayni!!

Kedi sevmeyenlere onerim (her konuda oldugu gibi) onyargilariyla mucadele etmeleri yonunde. Bir de tabi mumkunse Turkiye'de herkes sokaktan ya da hayvan barinaklarindan alsin kediyi. En azindan bir yavrunun daha hayatini kurtarmis olurlar.

Bu arada yeni kizimizi merak edenleriniz varsa bakin gostereyim:

:)
Her turlu hayvani, hatta homo sapienleri bile sevip, hic birinin soyunu tuketmedigimiz merhametli bir dunya dileklerimle,

Duygu

2 comments:

  1. Çok şekermiş. Güzel zamanlar geçirmeni diliyorum. Kedi için uygun ortamımız olduğunda bizde almayı planlıyoruz. Bakalım bizi neler bekliyor. Mor karakterde erkek kedi istediğimi biliyorum.

    ReplyDelete
  2. Tesekkur ederim!! California taraflarinda nasil oluyor bu isler bilemiyorum ama benzerdir diye tahmin ediyorum. Her turlu kediyle yasam cok keyifli! Okudugunuz ve yorum yaptiginiz icin de tesekkur ederim!
    Sevgiler,
    Duygu

    ReplyDelete