Sunday, August 28, 2011

Alcak Yerde Yatma Sel Alir, Yuksek Yerde Yatma Yel Alir

Kategori 3!!!

Zaten toplam 5 kategori var. Yani bu demek oluyor ki 3 epey tehlikeli.


Ertesi gun: Yok yok kategori 1mis.


Birkac saat sonra: Yok hayir, bir alt seviye yani tropikal firtinaya donusecekmis New York'a geldiginde.


Ve fakat 3 gun oncesinden baslamislardi;

"Irene geliyor!! Cok tehlikeli! Can ve mal kaybinin sifir olmasi icin ne gerekiliyorsa yapilacak. Metro hatlari, iptal. Otobusler, iptal. Havaalanlari kapatildi. Ucuslar iptal. Deniz seferleri iptal. Cogu bolgede sokaga cikma yasagi ilan edildi. En komik uyarilardan biri ise New Jersey Valisi Chris Christie'den geldi:

Jersey Shore'daki gamsiz genclige hitap ederek: "Get the hell off the beach. You've maximized your tan" dedi.





Ote yandan pek sevimli, New York valimiz Micheal Bloomberg ise Manhattan'in kiyi seridindeki tum bolgelerin ve New Jersey kiyi seridinde bulunan Hoboken sehrinin pek cok sakinine ZORUNLU olarak evlerini bosaltma emri verdi ve hatta Hoboken'da yasayan yakin bir arkadasim da zorla bizim eve sigindirildi. Gerci iyi ki siginmis cunku her ne kadar biz buralarda her seyin normal oldugu bir afet yasasak da, Hoboken'da durum gercekten biraz afetimsi:


Tam olarak arkadasimin evinin onu.

Amerikali antreman yapmak icin istisnasiz her firsati kullanir.

Bir de tabi eglenmek icin.

"Sen bu haldeki sokaklara niye cikarsin be adam" dedirttiren "seksi" bacakli Hoboken'li.

Saka bir yana, hala kasirga tehlikesi sebebiyle disari cikmamamizin siddetle tavsiye edildigi su saatlerde ben, sevgilim ve Hoboken'daki guzelim dubleksinden tahliye edilen arkadasimiz, banyo kuvetini acil durumlar icin agzina kadar su doldurmamiz sebebiyle, disarida bile iklim hala tropik degilken, iceride tropik iklim yarattigimiz evimizde oturduk NEDEN diye soruyoruz kendimize.

Hepimiz farkli yorumlar getirdik konuya.


Arkadasimiza soracak olursaniz, artik medyanin en ufak bir guvenilirligi kalmamis. Oyle ki, Amerika'da gelmis gelmis en buyuk dogal afetlerden sayilan Katrina kasirgasi bile gercekte oldugundan daha agir lanse edilmis olabilir.


Bence boyle siradisi olaylarin yasandigi zamanlarda, halkin tetikte tutulmasinin her zaman yarari var. Dusunun ki cogumuza abarti gibi gelen bu kadar uyariya, alinan onleme ragmen insanlar hala yapmamalari gereken seyler yapiyorsa, yetkililerin cok daha rahat davrandiklari afet senaryolarinda ne olacak? Ve tabi bir de bu kasirganin beklenenden daha hafif degil, cok daha sert gecme ihtimali de her zaman mevcut. Hem kasirga daha sert vursa hem de yetkililer medya kanallarina durumu oldugundan daha vahim gostermeleri icin uyarilarda bulunmasa, sonuc seye benzerdi,


Bize.

Sevgilimin komple teorisine gelecek olursak, bunlarin tumu ekonomiyi canlandirmak icin yapilan calismalar. (Tabiki Irene kasirgasini zorla hukumet yaratmistir demek istemiyoruz ama bu cok da acil olmayan durumdan istifade edip ekonomik hareketlilik yaratma cabasi icine girmis olabilirler diyoruz.) Bakiniz altta supermarketin birinden Irene baslamadan saatler once alinan bir goruntu:


Fotograf icin Sila Y'ye tesekkurler.

Gercekten ben de bizzat gittim gozumle gordum New York'ta ne kadar market, supermarket, bakkal, bufe vs varsa hepsi talan edilmis ve edilmekteydi. Edilir tabi cunku son 3 gundur elektrik, su, gaz, internet ne kadar medeniyet araci varsa kesilecek. El fenerlerinizi, pillerinizi, mumlarinizi (tabi hicbir yeri yakmamaya dikkat ederek), pisirme veya isitma gerektirmeyecek yiyeceklerinizi ve icme sularinizi hazir edin uyariylariyla yatip kalkiyoruz. Insan beyninde dogal olarak bir felaket havasi olusuyor.

Biz de ne yapalim bari markete gidelim de kraker miraker alalim dedik. Bir gittik su bile kalmamis, ne krakeri. Oyle kucuk bir marketten de bahsetmiyorum; bilmeyen iceride rahatlikla kaybolur. 

Raflar arasinda gezinirken benim yaslarimda bir cift arasinda gecen muhabbete kulak misafiri oluyorum ister istemez:

Kiz: "Soooo what are we going to get?"
Oglan: "I don't know. We really don't need anything."
Kiz: 'I know! We have everything at home."
Oglan: "Yeah...whatever let's look around."
Kiz: "OK"

Ben: "Yuh!! Bu kadari da sacmalik!! Resmen hic yoktan kriz yarattilar, yagmaladilar marketleri...Ben ne alsam?.."

Ne aldigimizi acikliyorum. 

Bir sise Sprite. Bir sise Sprite Zero.

Sprite'i aksam yemegimizle icecegiz. Zero'yu yemekten sonra icecegimiz pamuk sekerli votkamizin icine katacagiz.

Onemli Tespit 1: New Yorklu felaket, dogal afet falan dinlemez, cuma cumartesi aksami ickisini icer.

Facebook, Twitter Gozlem 1:


Her neyse, butun kasirga iki sise Sprite ile gecmez diyerek oradan ayriliyoruz ve fiyatlarin biraz daha yuksek oldugu -dolayisiyla talebin daha az olmasini bekledigimiz- bir baska markete gidiyoruz. Orasi talan edilmemis, edilmekte. Iceride vucut vucuda bir kalabalik. Etrafta surekli "Pardon!! Excuse meee!!!" gibi cigliklar duyuluyor ama hareket kabiliyeti sifir. Yuzlerce kisi tek beden olmus ayni anda yana, ayni anda yukari dogru kipirdanmaya calisiyoruz.

Orada da durum pek vahim anlayacaginiz. (Gerci ben ustun basarilarla, hic yara almadan, ciglik cigliga marketteki son susamli ekmegi kapmayi basardim tabi ama...)

Marketler boyle, peki ya sokaklar ne durumda dedik ve daha resmi kasirga baslama saatine 3-4 saat oldugu icin yagmura ragmen cikip biraz sokaklari turladik.

Guvenli bolge ilan edilen Upper West Side'daki yuzlerce restoran ve barin sadece birkac tanesi acik. Onlar da zaten 1-2 saate kapatacak. Ama isin daha da ilginci acik olan o az sayida restoranin  hinca hinc dolu olmasi.

Onemli Tespit 2: New Yorklu felaket, dogal afet falan dinlemez cikar disarida yemegini yer, ickisini icer.

Facebook, Twitter Gozlem 2: Amerikali arkadasim Lauran'dan acikli itiraf:

"Irene has forced me to get in touch with my cooking skills (or lack there of) Just made a mean pizza muffin. For those who know me - you know this is a BIG deal! No fire alarms!"


Bu pek de felaketle sonuclanmayan dogal afet yazisini New York Times'dan ve The Boken Online'dan ilginc birkac fotograf ile noktalandirmak istiyorum.


Penn Station, New York City. 

Bayshore, New York. Bazi yerlerde gercekten afet olmus. 
Irene is alive!

Fort Greene, Brooklyn. Agaclar yerlerde.

Brooklyn'i sel aldi. Taksicilerse yagmur, kar, kis, sel, dogal afet dinlemez. Kaldi ki su durumda hayvanlari koruma gorevi de zavalli taksicilere verildi. Yasa diyor ki, dogal afetler sirasinda disarida mahsur kalmis herhangi bir hayvan goren taksicilerin hayvanlari araclarina alip acil servise goturmeleri ZORUNLU.

New Yorklu'nun cok sert gececegine inandigi kasirga icin camlarini koruma endisesi. 
Halbuki NEw York Times bin kere dedi, bantlar hicbir ise yaramiyor. Bosuna basiniza is cikarmayin.

New Jersey Valisinin "Cikin gidin evinize kardesim!!" diye serzeniste bulundugu Asbury Park. 
Adam hakli. Amerikali dengesiz.

Normalde TIKLIM TIKIS olan, 10 dakikada 3 metre gidebildiginiz Times Square.
Hepimizde (sevincten) aglama istegi uyandiran o tek insan.

Manhattan'in zorunlu bosaltima emri verilen guney ucu Battery Park.
Bu adam ne yapiyor veya niye orada artik hayal gucunuze kalmis.

Zenginlerin yazlik evleriyle ve cilgin yaz partileriyle unlu Hamptons

Suanda saat 14:10. Haberlerde "Tehlike devam ediyor. Sokaga cikmayin." diyor. Camdan bakiyorum, disarida yagmur bile yagmiyor.


Facebook, Twitter Gozlem 3:

"Only 1 missing person in New York. Irene."

Her seye ragmen insan hayati degerlidir. Sakaya da kasirgaya da gelmez. Onlem almak iyidir. Keza her ne kadar Manhattan cok da kotu durumda olmasa da son durumlar soyle:


Brooklyn: Suyu tutacak duvarlardan birinin cokmesi sonucunda Belt Parkway parki sular altinda.


Bronx: Orchard Beach, Mill Pond Park ve Yankee Stadium'un nehir tarafindaki bolumu sular altinda.


Staten Island: 61 eriskin ve 3 bebek yukselen sular yuzunden mahsur kalmis ve tabi hizlica olay yerine ulasan 3 kurtarma botu sayesinde derhal kurtarilmis.


New York genelinde;
62,000 evin elektrik ve suyu kesildi.
650'den fazla sayida agac devrildi.
81 acil durum barinaginda 9000 kisi geceyi guvenli bir sekilde gecirdi.

Dogal afetlerin yasanmadigi, yasanacaksa da Amerikalilar gibi cildirmiscasina onlem aldigimiz ve sonucunda kac olu, yarali oldugunu takip etmek yerine kendimize eglence malzemesi cikardigimiz bir Turkiye dileklerimle,

Duygu

Thursday, August 4, 2011

New York'taki Asyali, Teksasli Seksist

Seksist: Erkegin kadindan daha ustun olduguna, hatta kadinin bu dunyaya erkege zevk vermek ve hizmet etmek icin geldigine inananlar.

Simdi akliniza tipik bir Turk ailesini getirin. Hatta aileye bile gerek yok. Daha cok Istanbul'da bekar takilan erkekleri dusunelim. Ne yaparlar? Gezer tozar kiz pesinde kosarlar, azicicik elleri yuzleri duzgunse, bir baltaya sap olmayi da basarmislarsa elleri bos da donmezler.

Kaldi ki her malin zaten bir alicisi vardir. Is kendinizi nasil sattiginiza bagli.  Iste tam bu noktada Istanbul ile New York arasindaki fark devreye giriyor. 

Ister inanin ister inanmayin, Istanbul'da erkekler daha saf, her seye ama her seye ragmen daha duygusal.

Ne kadar ozunde amac ayni da olsa iki toplumun o amaca ulasmak icin sectigi yollar o kadar farkli ki.

Ben bu aksam 2 Amerikali kiz arkadasimla bir bara gittim. Ickilerin standart ogrenci fiyatlarinda olmadigi bir yer. Binanin en ust katinda acik hava terasta. Havuz yaninda.

Yani New York'un iyi kazanan, sozde yuksek egitimli kadin ve erkeklerinin takildigi bir yer. Insanlarin basta kendilerine, sonra da karsi irka saygili olmasini bekleyeceginiz bir yer. Aksi davranislarin hos karsilanmayacagi bir yer.

Ben sahsen karsilamam, hatta tepki gosteririm.

Ben oyleyim ya, gelir beni bulur.

Diger iki Amerikali arkadasimla oturmus kendi halimizde sohbetimizi ediyoruz. Sessiz sakiniz, kimseye satasmiyoruz, yuksek sesle konusmuyoruz. Isten cikmisiz zaten cok yorgunuz. Tek derdimiz bir kadeh bir sey icip birbirimizin hayatinda ne olup bittigini ogrenmek.

Yan masada (masalar tabiki birbirine cok yakin. Manhattan'dan behsediyoruz, yer kalmadigi icin zorunlu olarak yukari dogru gelismis bir ada) ettigi aptal muhabbeti hic zorlanmadan duyabildigimiz garip bir tip var.

Asyali ama super yanik tenli. Belli ki solaryumdan cikmiyor. Ustune sik bir takim gecirmis. Ayakkabilar fena degil. Saclar bakimli. 

Simdi gelelim kendisini yakisikli, bakimli bir erkekten "allahin belasi igrenc uzak dur benden iyk sumuk" seviyesine atlatan kisma. O kadar igrenc bir adam ki bakmamak icin kendinizi zorlamaniz gerekiyor. Yolda yuruken kaldirim kenarinda buyuk bir obek kusmuk gormek gibi bir sey. Bakinca kotu hissedeceksiniz ama soyle bir goz ucuyla da olsa bakmadan edemiyorsunuz. Oyle bir tip. 

Bas bas bagirarak konusuyor, elinde de sirf gosteris olsun diye (o kadar zavalli ki bunun gosteris simgesi olduguna inaniyor) bir puro var. Takip ettim, yakti, 15 dk hic icmedi, puro tabiki sondu ve tekrar yakti. Bu dongu sirf biz oradayken 2 kere tekrar etti. 

Hemen yanindayiz, uc kiziz. Belli bize satasacak, an meselesi. Zaten bagiriyordu, volumu artik en ust seviyedeyken kendi kucuk beyninde yeterince ilgimizi cektigini dusundu ve dondu bize dunyanin en garip Ingilizce aksaniyla,

"So where are you girls from??" diye sordu.

Daha biz cevap veremeden de "I bet you're tourists, you're not from the city, are you??" dedi.

Tek hucreli amip.

O an o barda kimse orijinal olarak New York'tan degil. Orijinal olarak New York'ta dogmus, butun hayati boyunca bu sehirde yasamis insanlar zaten 80 yas ustu. Geri kalan herkes dunyanin dort bir yanindan.

Konuya girisi zaten ne kadar ileri zekali oldugunu gosterir nitelikte.

Her neyse, gelelim cevaba.

Benim kizlardan biri, " I AM from the city. I was born here!!" dedi. Yalan. New Jersey'li aslinda. New York'un arka komsusu. Ama bu herife kendini kotu hissettirmek icin hepimiz sessiz bir anlasma yapmis gibiyiz. Yalanini destekliyoruz.

Bana kalsa, "Ya bir s..ktir git" diyecegim ama dedigim gibi, sozde elit bir ortamdayiz. Kufur yok.

Her neyse ilk kizin cevabindan istedigini bulamayan seksist, sovanist amip ikinci arkadasima donup, "Sen!!! Sen eminim kucuk bir sehirdensin belli." diyecek cureti buluyor kendinde. 

Bizimki de ben Teksastanim diye gercegi soyluyor. 

Amip igrenc aksaniyla "Ohh Texass!!" diyor.

IIIRRRHHHHH!!!!!

"Nasil, alisabildin mi buyuk sehir yasantisina?"

...

NE?

Gercekten boyle bir soru sordu mu yaa?

Kiza bu soru komik geliyor tabi, reflekslerine hakim olamayip gulerek, "4 yildir burada yasiyorum, sanirim artik alistim" diyor.

"Iyi, iyi!"

Onayladi pasam.

Bana donuyor daha agzini acmasina bile firsat birakmadan, "Beni bosver ya, sen nerden geliyorsun asil? New Yorklu olamazsin. Tipin hic benzemiyor, kaldi ki aksanin da cok agir." diyorum.

Sinirleniyor.

"Aksan mi?? Benim aksanim yok. Gayet normal konusuyorum ve Queens'te dogdum buyudum. Ben New Yorkluyum" diyor.

"Kusura bakma, Manhattan ve Brooklyn disindakileri burali saymiyorum ben. Bye" diyorum ve kafami ceviriyorum.

Tabi kafayi tek bir seyle bozmus ve etrafindaki kadinlari etkilemek icin elinde sonmus, ucuz purosundan baska hicbir seyi olmayan bu adam pes etmiyor ve Teksasliya donup, sacma sapan bir seyler soyluyor.

"Soyle bakalim ben insanlari Teksasliyim diye kandirabilir miyim sence?? Asyali ama Teksasli bir kovboy olsam ha nasil olur??"

...Asyali Teksasli kovboy mu?

Guleyim mi simdi ben bu imaja yoksa uzulup hemen cepten bu adam icin en yakin akil hastanesini mi arastirayim? Hemen simdi arasak ulassak, "Acil bir durum var. Adamin biri etrafindaki herkesin akil sagligi icin tehlike olusturuyor. Dunyada da bir tek kendisinin New Yorklu olduguna inaniyor. Kaldi ki oyle degil zaten. New York'taki tum Asyalilarin bir arada yasadigi ve buyuk ihtimalle kimsenin Ingilizce konusmadigi mahalleden aslinda. Hatta uzerindeki takimin da calinti olduguna inaniyoruz. Cabuk gelin." desek, ambulansla gelip gotururler mi bu amipi yanimizdan?...

Her neyse konuya doneyim.

Asyali Teksasli kovboy! Bayagi esprilerini ve icmeyi bile beceremedigin ucuz puronu da al cik hayatimizdan lutfen!

Sonuc: Ucumuzden de istedigi ilgiyi goremeyen amip sonunda pes edip kendi gibi tek hucreli amip kadinlar var mi diye arastirmalara basliyor. Kendisine hizmet eden garson kiza sulaniyor. Bagirmaya devam ediyor. Purosunu yakip yakip duruyor. Derken sonunda masasina bir cift gogus gelip oturuyor. Insan degil. Bir cift meme sadece. 

Tek hucreli, iki memeli amip kadin.

Hadi yine kurtardi. Amip seviyede bir iliski yasayabilecegi birini buldu.

Basta da demistim, her malin bir alicisi var. Onemli olan malin nasil satildigi.

Turkiye'de, baylar bayanlar, seksist erkek sayisi simdilik daha az.

Turkiye'de erkekler daha anadan babadan gorduklerini uygulama derdinde. Kadin annedir, kadin eve sahip cikar, kadin kocasina bakar AMA kocasinin da ona (az da olsa) bir ozen gostermesi gerekir cunku mutlu kadin mutlu aile demektir falan gibi kaliplar var, yok degil. En azindan 3 buyuk sehirde var diyelim. Kadini maddesellestirmektense belli bir kaliba sokma cabasi var.

Daha iyi demiyorum ama daha az seksist kesinlikle.

Daha dolayli, daha bahanesi hazir: "Biz ailemizden boyle gorduk."

Burada durum fena. Sosyal ortamlarda da, -malesef- profesyonel ortamlarda da kadinlarin ozunde erkekleri mutlu etmek icin dunyaya geldiklerine inananlar cogunlukta gibi. Ve bu konuda bahaneleri olmasi gerektigini bile dusunmuyorlar. Niye bahane yaratayim ki durum zaten bu, ben de ona gore davraniyorum der gibiler.

Ozetle, Istanbullunun kirosu da New Yorklunun kirosu da hic cekilmiyor. Istanbul'dakilere icim aciyor, hallerine uzulup basimdan savusturuyorum, buradakileri ise bir araya toplayip, erkeklerin kadinlara hizmet etmek ve zevk vermek icin hayatta birakildiklari, kadin egemen donemlere isinlamak istiyorum. Sirf karsisinda kendi 150 kilo, elinde tuttugu silahi 100 kilo ceken toplum lideri, savasci kadinin suratina puro dumani ufleyecek Asyali Teksasli New Yorklu adamin surat ifadesini merak ettigim icin.
Kadin erkek herkesin cok hucreli yaradilisimiza yakisir, kaliteli iliskiler kurup, saygin hayatlar yasayabildigi bir dunya dileklerimle!

Sevgiler,

Duygu