Saturday, February 12, 2011

Amerikalilar! Ne onlarla, ne de onlarsiz!

Dun Amerikalilarin bireysel insanlar olarak anilmasini elestirmistim. 

Elestirimde haksiz miyim? Biz Amerikalilari gercekten ne kadar taniyoruz ki yorum yapiyoruz?

Benim bildigim Turkler arasinda ezelden beri Amerikalilar ile ilgili iki temel inanis vardir:

1. "Amerikalilar salaktir! Turkler pratik zekalidir, kivraktir! Oraya gidip de basarili olmayan Turk ogrencisi olamaz! Amerikalilar salaktir."

2. "Amerikalilar paraya tapan, kapitalist, materyalist bir irktir. Ne asktan anlarlar, ne duygudan, manevi degerlerden."

Ikisi de cok agir elestiriler ve ister kabul edin ister etmeyin her ikisini de omrunuzun bir noktasinda dusundunuz ve hatta dile getirdiniz.

Ben buraya yerlesmeden once saftim biraz. Turk olmanin verdigi tipik kibirle her seyi bildigime inanirdim. Yanlis anlamayin cahilce HER AN HER OLAYDA eksper kesilen tiplerden degildim elbette. (Bos teneke cok ses cikarir. Lutfen az konusun, daha cok dinleyin)

Benim kibirim cok dinlememden kaynaklaniyordu. Dinledigim, hafizaya kaydettigim her seyin dogru olduguna inaniyordum.

Dolayisiyla hayat deneyimi benden cok cok yukarida olan, yasca buyuk biri ya da daha once Amerika deneyimi olmus herhangi bir arkadasim benimle yukaridaki iki fikirden birini paylastigi zaman, onlara inanirdim.

Basit.

Buraya geldim geleli Amerika bana sadece turizmi, otelciligi, finansal modeller olusturmayi falan ogretmedi. Ayni zamanda duyduklarima inanmamayi da ogretti.

Kusura bakmayin ama artik konustugu konuda uzmanligini kanitlamamis biri bana kendi fikrini kabullendirmeye calisirsa, nazikce gulumseyip tesekkur ediyorum.

Thanks but no thanks.

Herhangi bir seyi iddia edebilmek icin once okumak, sonra dinlemek, sonra bire bir gozlemlemek, sonra yeniden okumak gerekirmis.

Sevgili irkdaslarim. Size kotu bir haberim var.

Amerikalilar ne salakmis ne de duygusuz. Evet kapitalistler. Evet, para kazanmayi sonra o parayi harcamayi ve bu dongude sonsuza kadar yasamayi cok seviyorlar.

Ama size bir haberim daha var. Biz de oyleyiz. Hanginiz para kazanmayi ve harcamayi sevmiyor? Sadece sartlar ve kulturler farkli oldugu icin siz orada bunu acik acik konusmanin dogru olmadigina inandiriliyorsunuz, buradaysa herkes dusunduklerini acik acik soylemeye tesvik ediliyor. Bir de burda gercek bir kapitalist olabilmeniz icin size firsat sunuluyor. Orada dinamikler biraz daha farkli isliyor. Ama ozunde Amerikalilar parayi ne kadar seviyorsa, Turkler de o kadar seviyor.

Haydi gelin rol kesmeyi birakalim artik.

Rol kesmek deyince aklima geldi. Biraz da Amerikalilarin manevi dunyalarindan bahsedeyim.

Bir kere hep aklimizin bir kosesinde tutmamiz gereken bir detay var: Burasi kocaman bir kita. Bir ucundan diger ucuna 6-7 saatte gidiliyor. Dolayisiyla toplumun tumune mal edilebilecek genel gecer kaliplar cok cok az. Dogusuyla batisi, kuzeyiyle guneyi birbirinden cok farkli.

O yuzden ben sadece iyi gozlemledigime inandigim Dogu kiyisindan bahsedeyim simdilik.

New York mesela. Burada 2 yildir yasayan bir Turk olarak benim sosyal dinamiklerim soyle sekillendi.

Arkadaslarim: Buyuk cogunlugu Turk.
Is yasamim: Sifir Turk. Hepsi Amerikali.
Okul yasamim: Sifir Turk. Hepsi Amerikali.

Bu kalip burada yasayan pek cok Turk icin de gecerli. Hatta oyle bir hale gelmis ki, eger secme sanslari varsa Turkler birbirlerindense Amerikalilarla is yapmayi tercih ediyor. Cok iyi hatirliyorum buraya ilk tasindigimda "Turklere dikkat et! Her an bir Turk tarafindan kaziklanabilirsin!" diye uyarilmistim. Sonradan ayni uyariyi ben de baskalarina yaptim cunku aci ama gercek Turk burda Turke cok rahat kazik atabiliyor.

Belki gurbet psikolojisinden, belki de buranin insani garip bir sekilde sertlestirmesinden bilemiyorum ama ozetle Turklerle is yapmak cok da populer bir fikir degil.

Gelelim okul yasamima. Ben Ivy League bir okulda okumuyorum,
(bkz: Ivy League http://en.wikipedia.org/wiki/Ivy_League) ama kendi capinda Amerika'nin en iyi okullarindan birinde okuyorum. 1830'da kurulmus ve 45,000-50,000 ogrencisi var.

Daha bir tane salak Amerikaliyla tanismadim.

Bana Amerikalilarin salak oldugunu soyleyip duranlar!! Size soruyorum! Nerede bu salak Amerikalilar?? Hani cok kolaydi burada bir Turk ogrencinin basarili olmasi!?

Bir taraflarimi yirttim A alacagim diye derslerden! Turkiye'deki iyi universiteler halt etmis afedersiniz! 

Bunlar salaksa, zeki Amerikalilarla tanismak istemiyorum.

Tamam! Amerikalilar aptaldir sehir efsanesinin uzerini de cizebiliriz. Gelelim Amerikan dostluklarina.

Demin de dedigim gibi benim burada cogu dostum Turk ama bu Amerikalilari gozlemleyemeyecegim anlamina gelmiyor.

Buradaki Amerikalilar yeni tanistiklari insanlarla dokunarak iletisim kurmayi hic mi hic sevmiyor. Mesela omza hafifce vurmak, koluna dokunmak, sirtina vurmak, bizim sicaklik gostermek icin yaptigimiz tum fiziksel jestler iste. Hicbirini istemiyorlar. Aman uzak durun.

Sonra hani biz bosu bosuna oldugunu bildigimiz halde sirf kibarliktan sohbetlerin sonu uzarsa ayakta dikilir dinleriz ya, ondan da nefret ediyorlar. Biten sohbet bitmistir, uzatmaya gerek yoktur. Bye Bye'i ceker doner arkasini gider Amerikali. O yuzden bir arkadasinizdan bir ricaniz falan olacaksa Turkiye'deki gibi 1 kelime soyleyebilmek icin once 10,000 kelimelik altyapi yapmakla ugrasmayin. Dogrudan o 1 kelimeyi soyleyin yoksa asla soyleyemeyebilirsiniz.

Dedikodu olayi tam bir cadi kazani. Off! Herkes herkesin arkasindan neler neler konusuyor. Bu durum bizde de ayni. Hic yabancilik cekeceginizi sanmiyorum. Yalniz simdiden uyarayim, bunlar bizden daha profesyonel. Bizde dedikodu daha duygusalca yapiliyor. Biraz merhamet var yine en azindan. Amerikali gozunuzun yasina bakmaz! Ayni projede calisan 4 kisi varsa ve bir tanesi sadece bir toplantiya gelememisse bitti. Hayati kaydi. O toplanti onun olum fermani olacaktir. Herkes ne kadar yavas calistigindan, yazdiklarinin aslinda ne kadar kotu oldugundan, tuh tuh vah vah onunla ayni gruba dustuklerine inanamadiklarindan bahsedecektir. Tabi bir sonraki toplantida da o kisi bir diger gelemeyen icin ayni seyleri soyleyecektir. Ben de bu firtinanin ortasinda gozlerim yuvalarindan oynamis bir sekilde ASLA hicbir toplantiyi kacirip ellerine firsat vermeden olup biteni izlerim.

Biz yeni tanistigimiz insanlara "samimi gorunmeye calisarak" gulumseriz ya hani, Amerikalilar "samimi gorunmeye calismayarak" gulumserler ki bu da su demek: Size "Hiiii" deyip agzina garip bir gulucuk sekli verip, 1 saniye sonra agzi yeniden duz normal halini alabilir. Cok garip bir an gercekten.

Ozetlemem gerekirse, Amerikalilar bence duygusal yasamlarini oldugundan daha komplike hale kendileri getiriyor. 

Elestirilmekten COK korkuyorlar. Standartlara uyamamaktan, toplumda kabul edilir olarak gecen normlarin disinda kalmaktan buyuk endise duyuyorlar. Bu da bence asimilasyon odakli bir kulturun sonucu. 

"Melting Pot"un olusturdugu bir kadin ve bir erkek kalibi var. O kaliba uyamazsaniz disarida kalirsiniz ve tovbeler olsun yeterince "Amerikali" olamayabilirsiniz. Aman diyim hatta bir iki nesil onceki koklerinizden size kalan renkler ciplak gozle gorulur hale bile gelebilir.

KORKUNC BIR DURUM!

En iyisi ne yapin ne edin "Amerikali" kimliginize sahip cikin. "Cool" olun. Ve elestirilmekten kurtulmanin en kolay yolu olan baskalarini elestirmeyi tercih edin.

Kendiyle dalga gecemeyen insanlarin baskalariyla dalga gecmesi gibi bir sey.

"Elestirilmekten olesiye korkuyorum o yuzden en iyisi ben herkesten once baskalarini elestireyim!"

Iki Amerikalinin yeni tanistigi zaman yasadigi cikmazlar bunlar. Ve bu cikmazlar yuzunden sanirim insanlarin birbirlerine alisma surecleri bize oranla cok daha uzun. Bize yeni bir okulda, siniftakilerle kaynasmak icin 1 ay yeter. Amerikalilara en az 1 yil gerekiyor.

Ama kaynasip arkadasliktan dostluga gectikten sonraki surec bizle ayni.

Dostlar dost gibi gorunuyor. Sonra zamani gelince gayet guzel kazigini atabiliyor.

Bu arada onlar da en az bizim kadar tutkulu olabiliyor. Hatta "dogrucu davut" olmalari sebebiyle bizden daha bile dostluga yakisir hareket edebiliyorlar.

Yanlis gorduklerinde soylemekten korkmuyorlar.

Dostlarinin iyiligi icin dogruyu soylemekten cekinmiyorlar. "Sonradan aramiz bozulur. O yine kendi bildigini okur, ben kotu olurum" falan gibi endiseleri yok.

Ben cekinirdim. Dostum bence yanlis olan bir sey yapiyorsa fikrimi belirteyim de karar ona kalmis diyemezdim. Onu desteklerdim. Onu elestirmis olmak istemezdim. Cunku dostluk onemlidir. Kardeslik onemlidir. Dostlari desteklemekten, onlara arka cikmaktan daha onemli hicbir sey olamaz!

Malesef yanlis. Asil dostun icin durust olmaktan, bir dosta karsi "ici disi bir" olmaktan daha onemli bir sey olamaz. Ama biz oyun oynamayi tercih edebiliyoruz.

Ben artik bunu yapamiyorum. Sanirim bu yuzden de yakinda hic Turkiye'de yasayan Turk dostum kalmayacak. :)

Uppss! 

Aman! Durust arkadasim olsun da yalanci dostum olmayiversin.

Ozetle, Amerikalilar garipler. Bizden cok farklilar. Bazilarimiz alisamiyor, sevmiyor, mutlu olamiyor. Bazilarimiz da cok cabuk alisiyor ve benimsiyor.

Beni sorarsaniz, simdilik keyfim yerinde. Iste ve okulda herkes Amerikali ve ben onlari seviyorum. Kendimi kabul ettirdim. Ama kendi ozumden, kendi aliskanliklarimdan da vazgecmek istemiyorum. O yuzden dostlarimin cogu Turk ve bundan memnunum!

Bu formul benim isime yaradi. Ama gunun birinde buraya tasinirsaniz, siz de boyle yapin diyemem. Herkesin sosyal formulu kendine.

Ben Amerikalilar icin sadece ne onlarla, ne de onlarsiz diyorum, anlami yorumlamak size kaliyor.

Simdi gidip "salak" Amerikali arkadaslarimla raporlar inceleyim, CEO'larla roportaj yapayim, New York (ve dolayisiyla tum dunya) Otel Piyasasinin 2011-2012'de nasil sekillenecegine dair tahminlerde bulunayim, kendi raporlarimi yazayim. Sonra da gidip parayla pulla hic isi olmayan, tek derdi sevgiymis, isci haklariymis falan olan Turk arkadasimin dogum gununu kutlayayim. Aaaa ama bir dakika. O burada yasiyor, parayi da kapitalizmi de sevdigini acik acik soyleyebilir.

Haftaici kopek gibi calistik, kazandik ve bu parayi hak ettik. Simdi gidip gonlumuzce para sacabiliriz!! Ne de olsa biz pis kapitalistleriz, siz dost gibi dost olan, fakirin savunucusu yesil baslikli Robin Hood'larsiniz.

Herkesin kendiyle ilgili daha durust olabildigi bir dunyada gorusmek uzere,

Duygu

NOT: Dedim ya Twitter'a sardim ve fark ediyorum ki Facebook'ta falan yapilan yorumlar, insanlarin agzinda gezen geyikler, HEPSI CALINTI!! Herkes Twitter'dan arakladiklarini baskalarina satiyor! Orjinallik cok ender bulunur bir sey ama araklama yaraticilik masallah almis basini gitmis. Dikkatli olun. Her duydugunuza inanmayin. Girin siz kendiniz okuyun.

No comments:

Post a Comment