Thursday, August 4, 2011
New York'taki Asyali, Teksasli Seksist
Thursday, December 9, 2010
"To-do Lists"
Benim New York maceram da listelerle basladi. Ilk listem “Okullar Listesi”ydi. Sabirliydim. Ince ince siraladim okullari. Uzun gel gitlerin, sayisiz notlarin ve renkli renkli kalemlerin de yardimiyla sonunda karar verildi. New York University. Bu arada, bahsetmis miydim? Ben NYU’da Otelcilik masteri yapiyorum. Her neyse, bu listenin ardindan “Sinavlar ve Belgeler Listesi” uzun sure gundemimden dusmeyecek olan yerini aldi. Bu sikintili listedeki tum maddelerin de uzeri cizilince, yerlerini “Goturulecekler Listesi”ndeki esyalar aldi. Ve ardindan “ev arkadasi adaylari listesi” O da halloldu, hop uctuk geldik iste New York’a derken bir baktim benim asil “listeleme yetenegim” New York’ta kendini gostermis! Okula kayit listesi, yeni sinavlar listesi (hala), mobilyalar listesi, eksikler listesi, kitaplar listesi, yiyecek alisverisi listesi, kira, fatura ve kredi karti listeleri...Yoruldunuz mu? Sakin! Daha basindayiz. Ama sizi sikmayim, bu listeler sonu gelmeksizin devam etti ve ediyor.
Onlar da benim gibi degisti yalniz. Artik daha “profesyonel”ler. Konustuklari dil farkli. Eskiden Ankarali kalemimle nazikce hazirlar, maddeleri hallettikce ozenle uzerlerini cizerdim ve hatta dedim ya renkli renkli kalemler kullanirdim. Simdi maddeler cok, vakitse hic yok. New York’taki kalemler guzel ve ozenli yazmiyor ama eksiksiz yaziyor ve cok hizli; ne renge ne de nezakete vakti var burda kalemlerin. Listeni derhal hazirla, Islerini derhal bitir, ve bir sonraki icin hazirliklarini yapmaya basla. Yoksa geride kalirsin. O yuzden de New York’ta listeler suslenip puslenmez, sadece gorevi eksiksiz yerine getirmeni saglar. New Yorklu olma kulturuyle o kadar ic ice gecmistir ki metroda, sinemada, alis veris merkezlerinde, iste, okulda, sokakta surekli ya birileri yeni listesini hazirlar ya da elindekinden maddeler siler. Hatta bu yaziya koymak istedigim liste resmini bulmak icin Google Images’a “to do lists” yazdim (yakinda benim adim neydi ya deyip Google’a yazarsam sasirmayacagim) ve karsima cikan ilk sayfada su hepimizin bildigi klasik “I Love New York” resmi cikti. :) Bu ne kadar hakli olduguma dair bana gonderilmis ulvi bir isaretten baska bir sey olamaz.
Her neyse, liste yapmanin New York’la ne kadar ic ice gectiginden bahsediyordum. Daha gecen gun okulda hoca sinifa girdi ve Revenue Management dersinin son seansini tumuyle kendi to do listlerine ayiracagini soyledi. Eksiksiz calismak, hata yapmamak, yapilacaksa da nerede yapildigini hizlica bulup duzeltebilmek kulturlerinin o kadar icine islemis, adeta temel bir ogesi olmus ki, New York Universitesi’nde cok onemli bir ders veren, ayni zamanda da sektorde yuksek bir konuma gelmis saygideger bir insan gelecekteki meslektaslarina verdigi son dersi tumuyle “listelerine” ayiriyor. Oyle bir iki liste de degil. “Yapmaniz gerekenleri eksiksiz olarak yapabilmeniz icin, gunluk, haftalik ,aylik ve yillik listelerimiz var arkadaslar. Her ne kadar henuz yazili standartlar haline gelmis olmasalar da, bu listeler olmadan basarili yoneticiler olmaniz mumkun degil.” Size abartili gelmis olabilir ama ben bu iddiaya katiliyorum aslinda. Hangi sektorden olursa olsun, yas, cinsiyet, irk, din, dil tanimadan herkesin burda yapacak COK fazla isi var ve bununla mucadele etmenin tek yolu da listeler.
Ha bir de SpongeBob’taki denizyildizi Patrick var tabi. Onun da bir listesi var. ”Ideal liste”. Hepinizin listesinin arada bir ideal olabilmesi dilegiyle! New York beklemez, kendime yeni bir liste yapmaliyim.
Wednesday, December 8, 2010
1 yil 4 ay

Merhaba!
Ben Duygu. 1 yil 4 ay once New York'a tasindim. 1 yil 4 ay kismi onemli cunku bu sure benim icin hayatimin geri kalanindan cok, cok farkli.
Cogumuz okula gitmistir sanirim. "Zorunlu ilkogretim"i bitirmistir en kotu. Onu bile yapmamissa, "Ben hayat okulundan mezunum" demistir en azindan. Simdi okula gittiginiz saatleri dusunun. Ister anaokulu olsun ister PhD. Amac yeni bir seyler ogrenmektir. Kendini gelistirmek. Yani degismek. Ogrenme anindan onceki kisi ile sonraki kisi artik bir degildir, degismis yenilenmistir. Bunu yapmak kolay degildir ama neyse ki egitim ogretim goren biri -kurumsal okul veya hayat okulu- sadece kisitli bir sure degisime maruz kalmak zorundadir. Bir ogrenme - yani degisme- sureciyle bir sonraki arasinda belli bir sure yeni bir sey ogrenmeden vakit gecirebilir, degismek zorunda degildir. Yeni ogrendiklerine, yeni benligine surekli bir alisma cabasi icinde degildir. Bir sure sabit kalip, kendi olmanin keyfini cikarabilir.
Simdi yeniden bana donelim.
1 yil 4 ay ve saat ilerlemeye devam ediyor. Tam bu kadar suredir ben araliksiz bir degisim icindeyim. Oyle ki artik eski ben neydim ya da yeni ben ne olmaktayim takip edemiyorum. Baslarda takip edeyim dedim. "Kontrol bende olsun" dedim. Ama olmadi ve suan anliyorum ki, gecirdigim bu kesintisiz ogrenme - yani degisme - surecini kontrol etmeyi biraktigim andan itibaren, "serbest guc" adini verdigim yaratici surece girmis bulunuyorum. Sadece ogrendiklerimin, gozlemlerimin ve bizzat yasadiklarimin beni ben yapmasini izliyor ve bundan keyif aliyorum. Artik durmaksizin degismek yorucu gelmemeye basladi ve bu noktada, yabanci bir sehre tasinan, hele de bu sehrin New York oldugu dusunulurse, 20'lerinde bir insanin yasadiklarini dunyayla da paylasmaya hazir hissediyorum. Size kesinlikle ilginc gelir mi bilmiyorum ama yenilenen kisiliginizi denemenize bile izin vermeden sizi yeniden yenileyen bir sehirde ogrenilenler, gozlemlenenler ve yasananlar bence gercekten komik ve paylasilmaya deger.
O yuzden lafi daha fazla sonsuzluga uzatmadan, hosgeldiniz!
Bu ve bundan sonraki yazilarin sizi "degistirmesi" dilegiyle,
Duygu