Tuesday, December 4, 2012

BLOGGERim Ben Yiaaa

Basima cok fena bir sey geldi.

Bir blog actim ben, 2010'da. Tam olarak bu blog iste. Sonrasi hep dert hep tasa.

Soyle anlatayim;

Okula gidiyordum; kalktim taaa Ankaralardan geldim New York'a. "Rahat batti buna" der anneannem konuyla ilgili. Geldik; alistik alisamadik derken "Ben kendimi Ingilizce konusarak tam ifade edemiyorum sanirim, biraz da Turkce yazmayi deneyeyim o zaman" diye dusunmus olacagim ki bu bloga baslamisim. Inanin yari suursuz bir bicimde. Bilmiyordum ki blog felaketin ta kendisiymis.

Kademe kademe ilerledi hastaligim. Basta sadece kendim icin yazdim, yazdim, yazdim. Ben yazdikca gevsedim; bazilari da okudukca begendi, eglendi, merak etti.

Gel zaman git zaman ben agzindan salyalar fiskirtarak, son surat klavyenin tuslarina basar halime bir ara verdim; kaldirdim kafami bir etrafima baktim baska kimler neler yapiyor diye.

Once Amerika'dan baslamaya karar verdim. Ne de olsa onlar icat etmedi mi interneti basimiza?! Kökü onlarda, bizden iyidirler heralde dedim basladim.



Mesela;

-Simdi canim, Guney Tennesse'de sari govdeli yesil basli bir timsah var.
-Eeee?
-Iste biz o timsahin bagirsak harekelerini cok merak ediyoruz.
-EEEEE?
-O yuzden konuyla ilgili blog yaptik.
-Anladim.

Ya da ne bileyim ergen hareketin gercekten de engellenemedigini kanitlama yarisi icinde anca seks, aldatma, iskence, aglama konusan tiplere kadar gercekten 100 milyon farkli blog var Amerika'da.

Herkes de kendi konusunda basarili. Bu kalabaligin arasindan siyrilmislari konu aldigim bir arastirma sonucu vardigim karar. Dussen kalkamazsin. Cok fena.



Ben de kafamin icinde kalan az biraz beynimi de bunlarla kaybetmeyeyim diyerek cozumu icimde aradim.

Icimizde! Turkiyemde!



Dunya trendlerini daha trend dunyaya yayilacaginin farkina varamadan kendisininmis gibi benimseyip, ustune bir de genis genis dunyaya geri bile satabilecek kadar sahiplenen canim yurdum insani bu konunun da bokunu cikarmis elbette!!




Ben kendi kendime lise, universite ve universite sonrasi gelmis gecmis HERKESIN yasadigi on milyonlarca sikintiyi kendi icimde bazen de uc bes dostuma anlatacak kadar azicik disimda yasayadurayim, millet ayni konular uzerinden prim yaparak 1,734,048 tane takipcisiyle almis basini gitmis.

Ama normal, hep uyurdum ben. Trend mrend sonradan ucundan yakalardim. Hic trend setter olamadim su hayatta. Yalniz bu trend trenini kacirdigim icin o kadar da cok yerlere yapismadim cunku arka arkaya soluksuz okudugum bloglar -ve elbette hepsinin kitaba donusmus versiyonlari- ozunde birbirinin ayniydi.

"Okuyucuyla daha rahat bag kurabilmesi yonunden son derece samimi olan bu kitabiyla zart zurt yok satiyor."

Samimiden kastin ne oldugunu da kufurun bini bir para diyerek ozetleyebilirim. Normal hayatinda genel gecer bir Turk hanim evladina oranla cok fazla kufur ettigi soylenen ben bile bu sacmalik karsisinda samimiyetin hele hele de edebiyatin bu olmamasi gerektigine kanaat getirdim.

Soz konusu blog da olsa, "ufak at da civcivler yesin"bir ortamin icinde bulunuyor da olsak, sonucta yazi yaziydi ve en nihayetinde bir sanat icra edilmeliydi. Ne edebiyatin derinliginden ne de estetik kaygidan ödün verebilen ben, Turk halkiyla "samimi olmayi" reddetmistim. Yalniz Turkce yaziyor olmamdan oturu olsa gerek bu plan biraz ters tepti cunku Turk halki her zamanki gibi sonsuz bir samimiyet arayisi icindeydi. Kufur okumak bazilarimizi en az kufur etmek kadar rahatlatiyor heralde ki ben kendi kendime bu trende karsi cikacagim diye tepinirken o 1,734,048 takipcisi olan yazarlar bir yandan takipci sayilarini uce bese katlarken ote yandan da basilmis kitaplarina durmaksizin yenilerini ekleyerek yollarina devam ediyorlardi.

Ve fakat ben de yilmadim! Ne yaptim? Icerik degistirdim!


Her zaman iyi kotu kendimce bir zevkim oldugu soylenir. Baktim bu alanda da Turkiye olsun Amerika olsun her yerde olumune yazar cizer ve takipci var. Hem keyifli de is. Sen giyiyorsun, birileri fotografini cekiyor, aliyorsun resmi bir koyuyorsun siteye, patliyorsun.


Ben de patladim tabiki. Evet suslenip puslenip resimler cektirmek cok eglenceli bir is ama cuzdaninda 1+Milyon dolarin ve arkanda 10 kisilik set ekibin varsa.

Bizim ekipte bir ben vardim, bir de sagolsun hicbir istegimi kirmayan bir tanecik sevgilim. Bir de elbette "banka hesabi" rolunu oynayan canimin ici annem!

"Canon mu Nikon mu Canon mu Nikon mu"cikmazini da bir bilene danistiktan sonra teknik ekibim, sponsorlarim ve ben hazirdik!



Basta iyi de gitti. Giydim, ciktik sokaga, derinlik etkisi kazandirilmis fotograflar falan cektik. Yalniz tabi bir iki ay icinde halen bir gelir akisi saglayamamis olmamiz ve amatorlugumuz bizi biraz yormaya basladi. "Feysbukta yuzlerce like aldik yaaaaa inanamiyorooooom!!" soku da bir yere kadar insani ayni gaz seviyesinde tutabiliyor.



Yine de iyi kotu blogdu modaydi takilirken bir anda bir sey oldu.

Ben hastalandim. Diyabetik ciktim iyi mi?

27 yillik hayatimda tam olarak ne anlama geldigini bile bilmedigim bir laf geldi hayatimin ortasina oturdu.

Tip 1 Diyabetik.




Tabi haliyle es aldim birazcik bloga da hayata da. Ogrendik ogrenemedik; alistik alisamadik; becerdik beceremedik derken 4 ay geride kaldi.

Ben simdi her yonden iyiyim.

Kesin iyiyim cunku taa Ankaradayken bana batan rahat vardi ya, o yine geldi batti.



Bu sefer de giysi ve taki tasarimina basladim. Her profesyonel girisimde oldugu gibi ben de ise sermaye yatirarak basladim. Benim bu halimi hayra yormakta zorlanan bir tanecik sevgilim beni ne kadar uyardiysa da kendisine hayatta kazanmanin tek yolunun once yatirim yapmak oldugunu aciklamaya calistim. Ben bana fazla gelmis olan dolarlarimi Kore mahallesi esnafi ve yaratici/uretici -ama fakir- sanatcilarin ikinci evim diye nitelendirdigi Harlemdeki Michaels El Sanatlari magazasiyla paylasmaya karar verdim.

Kendimden aldim, onlara verdim. Niye? Hayatta ancak boyle kazaniliyor cunku de o yuzden.

Aferin bana.

Henuz ilk satisimi gerceklestirebilmis degilim fakat Instagram gezegeninde paylastigim degerli saheserlerimi basarili birkac taki tasarimcisi "begendi".

Yani yine sardik basa.

Like'larla besleniyorum ama ben; parayla degil.

Gonul isi bunlar.

Hem,



Der ve yeniden araniza katilmanin hakli gururunu yasarim sevgili bloggerlar ve blog takipcileri. Hodri meydan Amerika, hadi bakalim Turkiye!

Ben de geldim. Yeniden.



Duygu

No comments:

Post a Comment