Bu New York'un her seyi bir alem...kuslari dahil.
Odamdayim takiliyorum. Bir anda bir ses geldi. GAAAAK. Benden once olaya mudahale eden kedim Lokum cama yapisti. Balkona kus mu desem, daha da ozele inip karga mi desem ne oldugunu anlayamadigim bir Kuzey Amerika kanatli canlisi kondu. Ben bir kusa bakarim bir Lokuma; Lokumsa bir tek kusa tabiki. En ilginciyse kus hicbirimize bakmiyor. Umrunda degiliz. Ozel mulkiyete saygisizligini ve ciceklerime attigi yan yan bakislari bir kenara birakiyorum; hayvan Lokum yuzunden en ufak bir rahatsizlik yasamiyor. Neredeyse "Sen su kirmizi yapraklilari denedin mi hic kardes?! Bak allasen bir tadina bak, tum gerginligini alir. Ok gibisin yahu. Hayatta her seyin basi kafa rahatligi!" tadinda bir sohbete baslamak uzere.
Yani ben de Cihangir'in martilari unlu saniyordum. Mahalleye yayilmis inceden ot kokusuyla percinlenmis bir sanatci vurdumduymazligini benimsemis bu martilar sozde balkonlara konup konup evsahiplerine gozdagi veriyordu. Kendilerine New York'un Yukari Bati mahallesinden sesleniyorum. Burda el kadar karga kilikli kuslar benim komando egitiminden gecmis, atik ve avci karakterli kedimle dalga geciyorlar. Biraz saygi, baska bir sey degil...
DA