Tuesday, May 31, 2011

Amerikan Egitim Sistemini Nasil Alt Ettim?

19 yil.

19 yil boyunca egitildim ben. Once okuma-yazma olayini cozmek zorundaydim.

"Tamam!" dedim kendi kendime.

"Belli kolay olmayacak bu is. Tuh ya, tam da barbienin yenisi gelmisti asagidaki magazaya! Acaba babayi kandirsak kirmizi kiyafetli bale yapanini da alir mi ki yarin??..Neyse dur simdi konsantre ol! Su sayfayi A'larla doldur. Sonra B'ler var. Acaba soldan saga surekli A A A A A yazsam mi daha hizli biter yoksa yukaridan asagi  A diye mi yazsam?.."
                             A
                             A
                             A
                             A

Sonra bir sekilde okuma yazma defterini kapattim. Ustune ustluk sayi dogrusunu bile anlamistim. Inanmazsaniz anneme babama sorun, artik okulu geride birakmaya hazirdim. Anneme gittim,

"Bak! Okuma yazma biliyorum. Matematikten cok iyi anliyorum. Ya...Sayi dogrusunu bile biliyorum ben ya...Mezun olmaya hazirim. Soyle ogretmene de bitsin bu is" demistim.

Egitim olayinda sabrimin siniri ilkokul 1'in 2. donemine kadardi yani. Nasil bilebilirdim ki 18.5 yilim daha oldugunu...

Ilkokul, ortaokul, lise, hepsi tipik.

Sinavlar, sozluler, sinif kavgalari, oglanlarin ezilmis teneke kutulariyla yaptigi maclar, ogle aralari, bahce turlari, en iyi arkadaslar, kuslukler, hocalar, ezik resim-muzik hocalari, alternatif egitimi seven matematik hocalari, yalaka sinif baskanlari, "cool" sinif cikintilari, arka sira ceteleri, on sira mudavimleri, asklar, kesismeler, cikma teklifleri, kod isimler...Hepsi tipik, hepsi hangi okulda hangi sehirde okumus olursaniz olun benzer.

Farkliliklarin basladigi yerse universite tabi. O yuva yikan, insanda kendini ve baskalarini oldurme icgudulerini uyandiran, halk deyimiyle "at yarisi" sinavin ogrenci beyninde yarattigi tahribattan midir nedir bilinmez, o ana kadar etrafindakilerle birlikte bir toplulugun parcasi gibi hissedebilmek icin, birilerine ya da bir seylere benzeme cabasiyla bir taraflarini yirtmis gencler bir anda farklilasma arzusuna burunuverir. Herkesin uzerinde uzmanlastigi, kendine ait bir alan vardir artik.

Bir bakmisiniz yillarca mudur yardimcisindan saci uzun diye azar yedigini izlediginiz oglanlar birer Wentworth Miller kafa olmus, tam tesekkurlu 3 numara tirasli tipler de Baris Manco.

Yani ozetle universite egitim yolculugunun degisim duragidir. Gerek fiziksel gerekse zihinsel anlamda tek kalip olmaya yonlendirilmis genc universitede bireyselligini kesfedebilir.  (Tabi eger sansliysa ve zorla anasinin babasinin onun icin sectigi kelalaka bir bolumde okumak yerine kendi istedigi seyi okuyabilmisse.)

En son ilkokul 1'in 2.doneminde kalmistik. Hizlica ileri sardik, ustune 16.5 yil daha ekledik ve geldik benim New York'taki master macerama.

Simdi bildigimiz her seyi bir unutalim.

Sinif ici aliskanliklari unutun, dostluklari, dersi kaynatmalari,  birlikte sinavlara calismayi, birbirine destek olmayi, kostek olmayi, kopya vermeyi, kopya almayi, Wikipedia'yi, uyduruk proje teslimlerini, konusurmus gibi yapip okunan sunumlari, hocalardan alenen not dilenmeyi,  hak edermis gibi yapip ustu kapali not dilenmeyi, simdiye kadar ilkokul, ortaokul, lise, universitedeki herhangi bir sinifta bizzat yasadiginiz her seyi unutun.

Simdi bir de bildiginizi sandiginiz sular seller gibi Ingilizcenizi unutun.

Hazir eliniz degmisken alistiginiz seyleri yemeyi icmeyi unutun. Migrosa gidip aylik mutfak alisverisi yapmayi, bakkala gidip dondurma almayi unutun. Sevdiginiz kitaplari unutun, hosunuza giden kose yazarlarinin yazdigi gazeteleri unutun. Hep gittiginiz o sinemayi unutun. Bir de arkadaslarinizla her pazar bulustugunuz o kafeyi. Arabanizi unutun. Kiyafetlerinizi unutun. Kiz grubunuzla birlikte salina salina yururken uzerinizde olusan ortak aurayi unutun. Ailenizi unutun. Komsularinizi unutun.

Her seyi sildiniz mi? Tamam. Amerika'da master yapabilirsiniz artik.

Iste ben Amerikan egitim sistemini boyle alt ettim. Sil bastan yaparak. "Ne gerek var canim, abartiyor!? Artik internet var, skype var, whatsapp var, var da var" diyebilirsiniz.

Demeyin.

Cunku bu boyle. Ama uzulecek de korkacak da bir sey yok. Bu master her seye ragmen dunyanin sonu degildi, baslangiciydi benim icin.

"Your home is always here, your opportunities are not." diye yazmisti gecen cok sevdigim bir arkadasim.

Benim de simdiye kadarki tum cabam bu sebeptendi. Umarim egitim hayatim gelecekte de aynen bu sekilde devam eder. Kim bilir belki bir MBA yapmak isterim, belki otellerden sıkılır, kotu giyinen insanlar konusuna parmak basmak isterim, gider imaj danismanligi okurum. Ya da derim ki bu kadar para mevzuu yeter, ben artik resim dersleri almak istiyorum.

Suan ileride ne okuyacagimi bilmiyorum. Tek bildigim egitimin degerinin tartisilmaz oldugu ama ote yandan da ailesinden ya da yakinlarindan destek gormeyen kimsenin bu degerin farkina varamayacagi.

Ben istedigim zaman istedigimi okumama izin veren ve buna maddi manevi her anlamda destek olan bir annem oldugu icin sadece Turkiye'nin degil, tum dunyanin en sansli evladiyim!

Bu diploma benim degil, annemle ikimizin!

Anadolu liseleri sinavindan beri tum egitim hayatim boyunca her sinava benimle girdin, her sozlude yanimda durdun. Universiteye kadar iyiydin de o noktadan beridir de oluk oluk para akittin. Ben olmasam simdiye ayri ayri 2 is kurmustun belki de ya da 20 kere dunyayi turlamistin ya da biri Paris'te digeri Siena'da iki ev almistin ya da ne bileyim dolabini Chanel cantalar, Prada ayakkabilarla donatmistin.

Bilmiyorum anne. Gonlunce sadece kendine harcamistin parani.

Ama ben varim diye bunlarin hicbirini yapamadin, yapmamayi tercih ettin.

Bak simdi sonuna geldik. Ben Amerikan egitim sistemini de basariyla alt ettim ve birkac gune elime bir kagit parcasi daha tutusturacaklar.

O kagit parcasi da, benim tum basarilarim da hepsi senin. Hepsi sana ait.

Tesekkur ederim anne. Seni seviyorum ve herkes icin Tanri'dan senin gibi bir anne diliyorum!

Duygu